Facebook ilk çıktığı dönemlerde hızla büyümesinin ardında okul arkadaşları ile bir sosyal ağ kurma fikri ile başlamıştı. 2010 yapımı The Social Network filminde de şirketin kuruluş hikayesi filme alınmıştı.
Facebook Bir Sonraki İnternet Olmaya Çalışıyor ama Metaverse İlk Değil
Facebook kısa sürede şirketin ilk hedefi olan arkadaşlarla bağlanma hatta hayatın akışı içinde uzaklaşılmış okul arkadaşlarını tekrar bir araya getirme fonksiyonunu tamamladıktan sonra; bir sonraki internet olmak için hedefini değiştirmişti.
Facebook, bu dönemde Facebook uygulamaları ve oyunlarını Facebook içinde çalışmasına olanak sağlamış ve yeni bir dünyanın kapılarını aralamıştı. Facebook apps modeli kendi içinden yeni teknoloji şirketleri çıkardı. Zynga gibi oyun şirketleri bu dönemin bize mirası olarak halen hayatımızın bir parçası halinde.
Facebook’un uygulama planı başarılı olsaydı, bugün Z kuşağı olarak ifade edilen kuşak internetin içinde değil Facebook’un içinde olacaktı. Ancak plan başarılı olamadı, Facebook bugün de kullanılan yeni tasarımıyla birlikte uygulama anlayışını değiştirdi.
Facebook Geçmişten Ders Çıkarıyor
Facebook, geçmişte popüler olan ama günümüzde kaybolan ya da önemli eskisinin çok gerisinde olan Yahoo, MySpace, Nokia gibi markalar gibi yitip gitme korkusunu uzun bir süre hissetti.
Ancak şirket WhatsApp ve Instagram’ı satın alarak halen haberleşme konusunda halen günümüzün ana omurgalarından birini elinde barındırıyor.
Geçen günlerde Facebook tarihi bir kesinti yaşanmış ve bu durumun varlığını bir kez da görmüştük. Günlük haberleşme ihtiyacının büyük bir bölümü Facebook şirketlerinde dönerken şirket gelecekte de bu durumu korumak için aslında yakından takip edenlerin haberdar olduğu bir sonraki Facebook projesini öğrendi.
Son yıllarda Facebook ve Mark Zuckerberg’in yaşadığı imaj kaybının ardından şirketin yeni bir yapılanma içine gideceği konuşuluyordu. Teknolojik hareketleri yakın takip eden isimler şirketin AR/VR alanında Oculus gibi markalara yaptığı yatırımın ardından şirketin bu yöne dönüşeceğini ön görüyorlardı.
Facebook’da hem yıpranan imajını yönetmek hem de gelecekteki hedeflerine yön çizmek adına şirket adının Meta olarak değiştirildiğini duyurdu.
Metaverse Başarılı Olabilir mi?
Teknoloji dünyasında bazı kavramlar bulunmuş olsa da bu kavramların genelin kabulü her zaman beklenildiği gibi olmuyor. Örneğin tabletler, dokunmatik ekranlı telefonlar çok önceden var olan cihazlar olmasına rağmen bu teknolojinin genele yayılması iPhone ve iPad ile gerçekleşmişti.
Öte yandan metaverse konusunda Facebook tecrübesiz değil. Stratejik ortağı olan Microsoft, Minecraft oyunu içinde yıllar önce bir metaverse örneği oluşturdu. Şüphesiz ki oradaki öğrenmeler Meta için çok faydalı olacak.
AR/VR dediğimizde donanım da önemli bir yer teşkil ediyor olacak. Hali hazırda XBOX platformu, Oculus gibi markaların olduğu bu ekosistem Metaverse dünyasında bir yer edinebilir.
Ancak diğer teknoloji devlerinin burayı boş bırakacağını sanmıyorum. Gerek Apple gerekse de Google tarafından da yakında Metaverse alanında haberler duyabiliriz.
Metaverse’lerin kabulü için harekete geçen bir diğer kesim ise sinema sektörü. Sinema sektörü “The Mandalorian” dizisiyle birlikte arttırılmış gerçeklik dünyasını setin içine taşımaya başladı bile.
Beyaz Perdedeki Metaverse Konuları
Öte yandan ise gerçek anlamda metaverselerle ilgili son yıllarda birkaç önemli filmi vizyonda izledik.
2018 yapımı Ready Player One tam olarak Facebook’un kurmaya çalıştığı bir metaversede yaşanan bir hikayeyi anlatıyordu.
Bu yıl vizyona giren Free Guy ise işi çok farklı bir noktadan ele aldı. Yine bir metaverse içinde geçen film ise konuyu yapay zeka tarafından sorguluyor. Filmde yapay zekanın döngüsünden çıkarak Free City isimli bir metaverse içindeki gerçek insanlarla yaşadığı hikayeyi eğlenceli bir biçimde anlatıyor.
Elbette özellikle Free Guy, metaverseleri olumlu taraftan gösterirken metaverse’lerin bir gün distopyaya dönüşmesi de olası. Aslında yukarıda bahsettiğim her iki film bunun ipuçlarını verse de her iki filmde de konu pozitif bir şekilde sonlanıyor.
Peki metaverse’ler bugünkü sosyal medya gibi hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olursa ne olur? Dahası bu vazgeçilmez dünyalar bir distopyaya dönüşebilir mi?
Bu sorular da aslında bize Matrix’e doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Distopyalaşmış ve içinden çıkılamaz bir hale gelmiş bir metaverse Matrix’e benzer bir yer haline gelir mi? Dahası Matrix’teki gibi insanların çoğunluğu habersiz metaverse’lerde yaşam sürerken, arkadan başka planların işlemesi söz konusu olur mu?
Bu filmleri de izlediyseniz son olarak çok daha eski bir filmi önererek konuyu sonlandıracağım. 1973 Almanya yapımı World on a Wire adındaki filmi de izlemenizi tavsiye ederim.