Son yıllarda ülkemizin çevresinde yaşanan olaylar neticesinde Türkiye savunma teknolojileri alanında önemli atılımlar gerçekleştirdi ve büyüyen her geçen gün Türkiye’nin bağımsızlığını pekiştiren yeni teknolojilerle tanışıyor, hatta ülkemizi tehdit olarak gören bazı çevre ülkelerinin hayretler içinde bu gelişmeleri yorumladığını görüyoruz.
Her ne kadar gidecek daha çok yol olsa da, savunma teknolojileri nde kısa yolda aldığımız yolu diğer alanlara yansıtamasak da bu gelişmeler gelecek için ümit veriyor.
Bir diğer yandan da batı dünyasının bu alandaki çabalarını uzun yıllar ıskalamamış olmamıza rağmen arayı nasıl bu kadar hızlı kapatabildiğimizi de sorgulayanlar elbette oluyor. Aslında tarihe bakarsak bu soruya cevap olacak pek çok olay tarihimizde gizli.
Savunma Teknolojileri Tarihimizdeki Hikayeler
İstanbul’un fethinde dönemin en ileri teknolojili toplarının dökülmesi, gemilerin karadan yürütülmesinden, Hazerfen Çelebi’nin Galata’dan uçmasına gibi pek çok tarihi örneğimiz var. Bazen bizim bu işlere girişmiyor olmamızın tek sebebi yine kendimiz oluyor. İşte tam da bu noktada Adana’da bahsedeceğimiz konu bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.
Aklından Zoru mu Var Denildi
Hikayenin kahramanı Adana’da sanat okulu öğrenciyken ürettiği füzelerle kendi evinin tavanını delen ve bu yüzden çevresi tarafından “Aklından zoru var” denilerek alay edilen İrfan Mavruk, askerliğini yapmadığı gerekçesiyle dönemin yasaları gereği vatandaşlıktan çıkarılmış ve Amerika’ya göç etmiş.
Henüz 15 yaşında sanat okulu öğrencisiyken evde ürettiği füzelerin birinin yanlışlıkla evin tavanını delmiş, anne ve babası bu oğlan zorlukla yaptığımız evi başımıza yıkacak akılında zoru mu var diyerek bu tür işleri yapmaması için ailesi tarafından yemin ettirilmiş.
Destek almak için başvurduğu Adana Elektrik Mühendisleri Odası, heyet eşliğinde dinledikleri Mavruk’un projelerini imkansız olarak değerlendirmiş.
1959 yılında odanın dergisinde yayınlanan bir makalede Mavruk’un projeleri ile ilgili, “İrfan Mavruk’un elinde dolaştırdığı füze projesi meraklı bir çocuğun çizdiği karmaşık bir takım şekillerden ibaret olup, teknik bir makine resmi ile herhangi bir alakası yoktur. ” ifadesi kullanılmış.
Ancak İrfan çalışmaya devam etmiş ve Amerika’ya giderek çalışmalarına orada devam etmiş. Amerika’da bir devlet üniversitesinin Elektronik Bölümü baş mühendisliğine kadar yükselmiş.
Füze alanında ise Bandırma Füze Kulübü’nün ardından bir başka füze hikayesi de Adana’dan çıkmış. Ancak Bandırma Füze Kulübü‘nün aksine bu olayın gerçek olmadığı konusunda da bazı görüşler bulunmakta.
Amerika’da 17 yıl kalan İrfan Mavruk; ABD hükümeti adına roket mekanikleri, uydular, güdümlü füzeler gibi çeşitli alanlarda projelerde çalışmış.
İrfan Mavruk’un ağabeyinden alınan bilgiye göre okulda atom konusu işlenirken yaptığı sunum öğretmeninin dikkatini çekmiş, konu daha sonra Adana Valisi’ne kadar ulaşmış. İrfan’ın duyulması üzerine ABD’li mühendisler İrfan’ı ziyaret etmiş ve tepkili motorlar hakkında bazı sorular sorup aldıkları cevaplar karşılığında şaşırmışlar.
İrfan Mavruk 69 yaşında, 5 Ağustos 2010’da emeklilik günlerini yaşadığı New York’ta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Mavruk, Adana’da Ali Hocalı Köyü’ndeki mezarlıkta toprağa verilmiş.
Mavruk’un Dönemin Basınına Yansımaları
Türkiye’de 16 Şubat 1965 tarihli bazı gazetelerde İrfan Mavruk’la ilgili geniş bir haber yer aldı. Dış kaynaklı olan, ‘Amerikalıların üstüne titrediği harika çocuk: İrfan Mavruk’, ‘Hakkında özel kanun çıktı, gizli polis de onu koruyor’ üst başlıkları altında, ‘25 yaşındaki bir Türk genci feza ilmine ışık tutuyor’ başlığıyla verilen haberde, ‘İrfan Mavruk tarafından yapılan ve radarsız olarak uzaya fırlatılan roket büyük bir başarı sağladı’ deniyor.
O dönem Adana’da yaşayan pek çok kişi olayın o dönemde gündemde olduğunu doğrularken, Elektrik Mühendisleri Odası‘nın resmi dergisinin Ocak-Şubat 1959 tarihli 25. ve 26. sayılarında da Mavruk’un iddialarının gerçek olmadığı konusunda bir açıklama da mevcut.
Geçmiş tarihli bu gibi haberler gerçek olsa da olmasa da ülkemizin insanının aslında bu konular hakkında gelişmeye istekli olduğunu ve bugün bu alanda atılan adımların, savunma teknolojileri alanında yer alan Aselsan, Havelsan, Roketsan, Tusaş, İşbir, Aspilsan gibi kurumlara sahip olmamızın altında yatan motivasyonları ortaya çıkarıyor.